Selamlar arkadaşım.
Bazen bütün işler üst üste gelir. İşler kapına öyle bir yığılır ki bu karmaşadan nasıl çıkacağını bulmak için işleri kafanda önceliklendirmeye çalışırsın. Aslında önceliklendirme işin kolay kısmı daha zor olan her işin kendi sub task'leri olması durumunda ortaya çıkıyor, her sub-task'in de kendi içinde önceliklendirilmesi varsa bağımlılıklarının ortaya konulması gerekiyor. Böyle durumlarda her iş kendi bug'ı kendi çözülmesi gereken problemleriyle birlikte geliyor. Bu birikimin verdiği stres bazen sizi iş yapamaz hale getirir.
Dün de işlerin üst üste geldiği, her şeyin yığınlar halinde listeme eklendiği bir gündü. En büyük problem ise birisine bir işi olabildiğince basit şekliyle anlatmaktı. Ne yazık ki okumayı seven bir millet değiliz, bende tam tersine hem okumayı hem de yazmayı severim. Hazırladığım 180 sayfalık sunum incelenmemiş, sunumda detaylı ve örneklerle dolu anlattığım şey telefonla sorulmuştu. Buna kısa cevap vermem mümkün değildi, kendisine anlayacağı şekilde işi çok basit bir formda ifade etmem gerekiyordu. Kafamda onlarca analoji ile işi anlatmayı düşündüm ama yine de karşı tarafa geçeceğinden şüpheliydim.
Kafayı toplama çabasında sokak köpekleri, çevre kirliliği ve içinde yaşadığım toplum
Benim bu düşünceli halimi gören eşim köpeğimle yürüyüş yapmanın kafamı toplamama yardımcı olacağını söyledi ve bana da o an mantıklı geldi. Lakin köpeği olanlar bilir, köpek dostunuzla yürümek çoğu zaman şehir hayatında stresli bir şeydir. Siz köpeğinizle sakin sakin yürürken etrafınız bir anda sokak köpekleri ile sarılabilir (ne yapsın onlar da bölgelerini savunuyorlar sonuçta) ya da bunu söylemem bazılarının hoşuna gitmeyebilir ama halkımız gerçekten çok pis. Şöyle ki temiz bir toplumda yaşamamanın getirdiği sokağa atılan çöpler ve daha da kötüsü insanımızın kendi pisliği (tükürük, yere attığı gıda artıkları ve diğer şeyler) köpekle yürüyüş yapmayı acı ve sancı dolu bir sürece dönüştürüyor. Ne yazık ki biz sokakları temiz medeni şehirlere sahip değiliz ve bu devletin de belediyenin de sorunu değil. 24 saat sokakları temizleseler de bu ülkede insanlar sokaklara tükürmeye, arabalarının camından pisliklerini sokağa atmaya devam edecekler. Bu pislik kültürel bir şey. Anlayacağınız üzere köpekle yürüyüş yapmak daha da çok stres yaratıyor.
Kafayı toplama çabasında Türk Telekom, 0850 Terörü
Kafayı toplamak ve verimliliği yükseltmek için yaptığım bir diğer şey de meditasyondu. Gözlerimi kapattım, derin derin nefes aldım, vücudumdaki oksijen miktarını yükselttim. Evet biraz rahatladığımı hissediyordum, yaratıcı fikir kıvılcımları gözümün önünde parlamaya başlıyor. Bir iletişim aracı olarak müthiş bir şey olan telefon aynı zamanda müthiş de bir dikkat dağıtıcı. Sesi kapatmayı unutmuşsanız gelen onlarca mesaj ve bildirim sizin verimliliğinizi oldukça düşürür. Bu nedenle telefonun sesini kısmıştım fakat yasaya uymayan, KVKK nedir bilmeyen 0850 telefon terörü yakamı bırakmamış bulduğum iki gram huzuru da parçalamıştı. Israrla, defalarca arayan 0850'li bir numara... Telefonu açıyorum ve bir bant kaydı "internetsiz ev kalmasın diye..."; yeter artık sene 2023 internetsiz ev yok, bırak peşimi, düş yakamdan Türk Telekom!. Bu işi Türk Telekom yapmıyor olabilir ama Türk Telekom satmaya çalışıyorlar bu nedenle bu konuda gelen şikayetleri de Türk Telekom temizlemeli ve gereğini yapmalı. Sırf bu olaylardan dolayı herhangi bir Türk Telekom ürününü firma bu konunun önüne geçene kadar asla almayacağım! Yeter. Bunun denetlenmesi gerekmez mi?
Duşun sihirli gücü
Küçük bir dizi molası, köpeği fırçalamak, çay molası, dağınık masayı toplamak da kafayı toplamaya yardımcı olmamıştı.
Duş yapmak her zaman yenilenmenizi, kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan şeydir ayrıca en parlak fikirlerin ortaya çıkmasını da sağlar. Duş esnasında suyun kafamdan aşağı dökülmesi gibi ilgili kişiye işi tek sayfada anlatmamı sağlayacak fikir de kolayca ve yoğun bir şekilde zihnimin en üst noktalarından en alt noktalarına doğru akıyordu. Duştan çıktım, yaklaşık 5 dakikada tek sayfalık bir tasarım yaptım ve 180 sayfalık sunumun sonuna ekledim. İlgili kişiye de sunumu gönderdim ve eğer karmaşık gelirse en son sayfaya bakabilirsiniz dedim.
Sonuç
Duşta gelen fikir işe yaramıştı ve sıkıntıyı büyük ölçüde çözmüştü. Sunumlarımı o kadar düzenli hazırlarım ki ilk girişte slaytlarda ne olduğunu anlatan bir içindekiler sayfası, bir index sayfası vs olur. Herkes de sunumlara bayılır ve bu proje sunumlarından son derece faydalı şeyler öğrenerek mutlu olular. Nadiren de olsa böyle durumlar ortaya çıkar.
Duş esasen kendinizi tamamen yalıttığınız bir ortamdır. Ne telefon sesi, ne kuş sesi... Arşimet'in de en büyük hikmetlerinden olan suyun kaldırma kuvvetini hamamda bulduğu rivayet edilir. Newton bir ağacın altında kafasına düşen bir elma ile yer çekimi bulmuştur, o da esasen kendini yalıtmış sessiz ve düşünceleriyle baş başa kaldığı bir anda bu bilgiye erişmiştir.
İnsan verimliliği arttırmak için kendini yalıtmalı ve kendiyle başbaşa kalacağı, probleme odaklanıp çözebileceği bir alan yaratmalı.
